Ülkemizde, uluslararası sermayeyle entegrasyon süreci, yeni bir aşamaya geldi.
Özelleştirme adıyla yapılan satışlar tamamlandı, özelleştirme idaresi kapatılıyor.
Uluslararası rekabete açılma nedeniyle, rekabet şansı olmayan esnaf ve işletmeler kapanıyor veya el değiştiriyor.
Şimdi, kamunun elinde olan araziler, ormanlar, su kaynakları ve diğer madenlere sıra geliyor.
Bunlar, olması gereken gelişmelerdir.
Sermaye, girdiği yerdeki, eski üretim kalıntılarını ortadan kaldırır ve kendi kanunlarını işleme koyar.
Tabii, bunlar olurken, sermaye hoyrat ve vahşi yüzünü gösterebilir.
Mümkün olduğu kadar ucuza kapatmaya çalışır, bitki örtüsüne ve hayvan canlılığına zarar verebilir.
İnsanlar, yerinden, yurdundan olabilir, geçim kaynakları ortadan kalkabilir.
Kendi işletmelerine sahip olan insanlar, çalışan konumuna gerileyebilir.
Geçim zorlaştığı için, çalışmadan yaşayabilen yığınlar, üretim sürecine çekilebilir ve düşük ücretlere çalışmak zorunda kalabilirler.
Madenler ve turizm için, tabiat tahrip edilebilir, insanların hayatı riske edilebilir.
Bu değişim, insanları, huzursuz edebilir.
Sermaye, çok uzun vadeli düşünmez, yatırıma bakar, karlılığa bakar, riske bakar ve harekete geçer.
Harekete geçerken de, doğayı tahrip etmesiyle, hayvanların ve insanların yaşam alanlarının ortadan kalkmasıyla ilgilenmez.
Bununla ilgilenecek olan, bu durumdan etkilenecek insanlardır.
Sermaye, dur diyeceğiniz yere kadar, ilerlemeye devam eder.
Buna, sermaye sahibinin de, yapacağı bir şey yoktur.
Ahlaklı bir sermaye sahibi, buna hayır diyebilir, bu kez de, onun yapamadığını, daha ilkesiz bir sermaye sahibi yapar.
Dolayısıyla, sermaye, ehlileştirilmesi gereken bir güçtür.
Dünya'da, sermaye sistemi aşılamadığına göre, bundan başka bir çözüm yolu yoktur.
Sermaye, aynı zamanda, işletme ve iş demektir.
Eğer, sermayeyi, tamamen engellerseniz, sermaye, daha mümbit alanlara kaçar ve Siz de, işsiz ve aşsız kalırsınız.
Herkesin, kendi ihtiyacını üreteceği bir kapalı üretim sistemi de, düşünülemeyeceğine göre, pazar için üretim kaçınılmazdır.
Madenler çıkarılacak, yollar yapılacaktır, ancak, bunları yaparken, doğaya zarar vermeden yapmanın şartları zorlanmalıdır.
Eğer, Siz, sesinizi çıkarmazsanız, sermaye, en maliyetsiz yolu tercih edecek, kimsenin gözünün yaşına bakmayacaktır.
Yeşil yol, Karadeniz Bölgesi'ni, daha fazla kazanç kapısı haline getirmek için, yapılmak istenen bir proje gibi görünmektedir. Bunda, ters bir şey yoktur.
Daha fazla turizm, daha fazla turist, daha fazla işletme, daha fazla maden, kazancın artması anlamına gelir.
Fakat, bunları yaparken, doğal dokuyu göz ardı etmeyecek bir yapılanma olmalıdır.
Bunu, sermaye sahibi düşünebilir de, düşünmeyebilir de.
Onu zorlayacak olan da, toplumu oluşturan insanlar, çalışanlar, köylüler, bürokratlar, siyasiler olacaktır.
Sermaye, kendi kendine ehlileşmez.
Sermayeyi, sermaye sahipleri, halk, bürokratlar, siyasiler, hep birlikte disiplin altına alabilir.
Sermaye, kendi güdülerine bırakıldığında, vahşileşir, yakar, yıkar, yok eder.
Cafer Günday