5 Ocak 2016 Salı

Ertuğrul 1890...

İnsanlık, her millette ortaya çıkar.
Zamanı, menfaati aşar, ortaya destanlar çıkar.
Ertuğrul 1890 destanı, yüzyıllar boyu anlatılacak, insani değerleri yüceltecek bir dramdır.


Bir gece yarısı, hangi milliyetten olduğunu bilmedikleri bir geminin batması sonucu kıt imkanlarıyla, cansiperane kurtarmaya çalışmaları, sıradan japon köylülerini, bir anda, mitleştiriveriyor.
Onlar, bunu, kahramanlık için yapmıyorlar, onlar öyleler, tanımadıkları insanlar için, kendilerini tehlikeye atıyorlar, kıt imkanlarını onlar için seferber ediyorlar.
Ertuğrul olayı, japon halkının kahramanlık destanı olarak tarihte yerini almıştır. Bununla ilgili, kendileriyle ne kadar övünseler yeridir.


Bizim için, bu faciada aynı şeyleri söylemek biraz zor.
Bu seferin anlamsızlığı bir yana, uyarılara rağmen, fırtınalı havada yola çıkılması, facianın hazırlayıcısı olaylar.
Ayrıca, filmdeki bazı sahneler, bir Türk olarak yüzümüzü kızartmaktan geri durmuyor.
Bu fedakarlıkları yapan insanları, hırsızlıkla suçlayan bir yüzbaşı var, nihayetinde.


Japonlar'ın, yüzlerinin akıyla çıktıkları, Ertuğrul faciasında, biz, sınıfta kalmışız.
Bu, elbette, millet olarak, bizim de, başka zamanlarda, benzer fedakarlıkları yapmadığımız anlamına gelmez.
Japonların bu asaleti, ilk değil tarihte.
Japon milleti, gururlu millettir. Her hareketi kendilerine yediremezler.
Hara - kiri, utanç içinde yaşayamayacak Japonun, bir intihar yöntemidir.


Halen, bir Japon, kendine yakıştıramadığı bir hareketten dolayı canına kıyabilmektedir.
Yakın zamanda, ülkemizde, İzmit Körfezi’nde yapımı süren asma köprünün taşıyıcı halatının kopmasından kendisini sorumlu tutan Japon mühendis Ryoichi Kishi, “Sorumluluk benim” yazılı not bırakarak hayatına son vermişti.


Onur, bir milletin en önemli hasletlerindendir.
Milleti özgür yaşatan, başka milletlerin boyunduruğundan koruyan bir özgürlük içgüdüsüdür.
Asalet, milletleri, zaman zaman, içine düştükleri zor durumlardan kurtarır.
Başka milletlerin köleleştirme çabalarını boşa çıkarır.


Onur duygusu, zamanın aşındırıcı etkisine tabi gibi görünse de, görev günü geldiğinde, milletlerin ana meziyetleri, pırıl pırıl, ortaya çıkar.
Bu konuda Japonlar da, bize benziyor, boyunduruk altında yaşayacak bir millet değil, onlar da.



Ertuğrul 1890 destanı, acısını bizim çektiğimiz, asaletini, Japon halkının hakkıyla yaşadığı, gururlandığı bir destan.






Cafer Günday

















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder