Ülkemizdeki israflardan ve sermaye sisteminin tabiatından kaynaklanan israflardan örnekler verelim.
Ülkemizde, 3.000.000 memur var.
Halbuki, devlet işleri, modernizasyonla, 500.000 kişiyle görülebilir.
2.500.000 kişi x 1.500 USD x 12 ay = 45 milyar USD fazladan yapılan gelir ödemesi yıllık.
Ülkemizde, yaklaşık, kayıtlı, 2.500.000 işsiz var.
İşte çalışmak istediği halde çalışamayan, üretmek istediği halde üretemeyen 2.5 milyon insan.
2.500.000 x 1.500.- USD x 12 ay = 45 milyar USD üretilemeyen gelir ve katma değer.
Siz, bunu, ikiyle çarpın.
" Ülkeler arası işgücü verimliliği karşılaştırıldığında çok geniş farklar vardır. Örneğin Türkiye’deki işgücü verimliliği ABD ve Almanya’daki işgücü verimliliğinin kabaca dörtte biridir. Bu farklar o ülkedeki işçilerin çalışkanlıkları veya tembelliklerinden ziyade ülkelerin ekonomik gelişmişlikleri, teknoloji düzeyleri ve çalışma koşulları ile ilgilidir. Fakir ülkede günlük çalışma saati daha fazla bir işçinin verimliliğinin ve gelirinin zengin ülkede daha az çalışan bir işçiden az olmasının sebebi; teknoloji ve eğitim düzeyi, işkolu, iş süreçleri, yönetim kalitesi (devlet, şirket, üniversite, STK…) siyasi ve ekonomik istikrar, vb. diğer faktörlerdir. Yurdum işçisinin Türkiye’de verimliliği 1 iken Almanya’da 4 olmasının sebebi işte bu sözünü ettiğimiz diğer faktörlerdir. "*
Yani, Almanya'daki 1 çalışana karşılık gelen çalışan sayısı, ülkemizde, 4 kişidir.
Ülkemizde, 28 milyon çalışan var.
Bu hesaba göre, 21 milyon kişi, boşa çalışıyor.
1 kişinin tutacağı tornavidayı, 4 kişi tutuyor.
21.000.000 x 1.000.- USD x 12 ay = 252 milyar USD ortalama verimsiz üretimden dolayı üretilen yıllık gelir.
Devletin, 193.000 kayıtlı aracı var.
Bu rakamı, çarpın, bölün, kamuya yükünü bulun.
240.000 lojman ve misafirhane var.
Bu rakamı da, çarpın bölün, kamuya yükünü bulun.
Devletin diğer, kurum ve kuruluşlarına girmiyoruz.
Kamunun işlettiği işletmelerdeki, görev zararlarının hesabını tutan var mı ?
Gelelim, sermaye sisteminin tabiatından gelen verimsizliklere ve israfa.
İşletmeler, piyasanın ne kadar talep edeceğini bilmedikleri için, her zaman stoklu çalışmak durumundadırlar.
Stok maliyeti dediğimiz şey, aslında, toplumun ödediği, gereksiz bir maliyettir.
Bu maliyet, hesaba, kitaba gelmeyecek kadar büyüktür.
Ve işletmelere ve topluma bir yüktür.
Benim malım daha iyi, benim malımı al, diye, tanıtım ve reklamlara harcanan para, ne kadardır ?
Bu reklamların, ürünün kendisine, ne faydası vardır ?
Sadece, tüketimi kamçılamak için yapılan reklam ve tanıtım harcamaları, hem işletmeler, hem de, toplum açısından, israftır.
Ve bu rakamlar da, hesaba gelmeyecek kadar, yüksektir.
Tarlada, kalan, aşırı üretimden dolayı heba olan, satılamayıp çöpe giden ürünün, haddi hesabı yoktur.
Ürününü, cicili bicili satabilmek için, ambalaja harcanan paranın, ürünün kendisiyle bir ilgisi yoktur.
Ambalaj sektörüne harcanan paranın, haddi hesabı yoktur.
Gereksiz ambalaj, hem işletmelere, hem de, topluma bir yüktür, israftır.
Vatandaşımızın, televizyon karşısına geçip, çekirdek çitleyerek geçirdiği zaman, israf değil midir ?
Köylümüzün işgücü verimliliğini düşündüğümüzde, 300.000 Volt elektrik çarpmışa döneriz.
Hiç düşünmeyelim, daha iyi.
Hiç bir faaliyet yapılmadan geçen bu zamanlar, israf değil midir ?
Ülkemizde, 22 milyon kronik hasta vardır. Kronik hastalıkların yıllık maliyetini, nasıl hesaplayacağız ?
Toplumumuzdaki kanserli hasta sayısı, 1.500.000 kişidir. Maliyeti, 2.5 milyar USD'dir.
Şeker hastası sayısı, 7.000.000 kişidir. Ülkemize yıllık maliyeti, 13 milyar USD'dir.
Sağlıklı bir hayat sürülebilecekken, bu maliyetler, israf değil midir ?
Her yıl sigaradan 120.000 kişi, hayatını kaybediyor.
Sigaraya, yılda, 7.5 milyar USD ödeniyor.
Ülkemizde, yılda, 1 milyar litre alkol tüketiliyor.
Alkole de, yılda ödenen para, ortalama, 7.5 milyar USD.
Alkol ve sigaranın, insana ne faydası var ?
Bütün bunlar, bir israf değil mi ?
Yaz aylarında, sahil kentlerinde, otellerde yaşanan israfın, haddi hesabı tutulmaz.
Evlerde, çöpe giden ekmeğin, tüketilmeden atılan gıdaların, hesabını, nasıl tutacağız ?
Toplu taşıma yerine, bireysel taşıma tercihi yapan ülkemizde, onlarca yıldan beri, otomotive ayrılan kaynak, karayollarına ayrılan kaynaklar, petrole giden paralar, hesaba, kitaba gelir mi ?
Ülkemizin doğusunda, hangi amaçla olduğunu hala bilemediğimiz ve onlarca cana ve paraya mal olan, yıllara yayılmış kör döğüşü, israf değil mi ?
Bütün bu savurganlıklar, onyıllardan beri devam ederken, tartıştığımız konu, şudur :
Ak - Saray, israf mıdır ?
Cafer Günday
* İşgücü Verimliliği Nedir? Nasıl Artar? (2005)
Dr.Necdet Kenar