Eğer böyleyse, doğru yoldayız, diye düşündüm.
Hem ülkemiz yağmalanacak, hem doğamız tahrip olacak, hem de, gittiğimiz yön doğru olacak.
Bu nasıl oluyor ?
Halbuki, mutluluk, huzur, temiz bir doğayla, malımızın, mülkümüzün çok olmasıyla olmaz mı ?
İnsanların evi, işi olur, kimse aç, açıkta kalmaz.
Ülkede, kazalar, cinayetler, yıkımlar olmaz, hırsız - uğursuzlar cirit atmaz.
Olsun, yine de, yolumuz doğrudur.
Uluslararası sermayeyle eklemleşmek, elbette, güllük - gülistanlık bir ortamda yaşanmayacak.
Sermaye, dizginlenmedikçe, azgınlığını ve yok ediciliğini ortaya koyacak.
Bu başlık, eğer doğruyu yansıtıyorsa, bu sürecin hızlandığını işaret eder.
Biz, ülke olarak, bu süreci, dün yaşamalıydık.
Dün yaşamadığımız için, bugüne kaldı.
Bugün de, yaşamazsak, yarına kalacak.
Ülkemiz yağmalanacak doğamız tahrip olacak, bunlar, iyi şeyler.
Sonuçları acı verici de, olsa, nihayetinde, yaşamamız gereken bir sürecin hızlandığını gösteriyor.
Bu süreç, böyle devam edecek, sonra, vatandaş, N'oluyoruz, diye, sormaya başlayacak.
İşte, o noktada, sermayenin ehlileştirilmesi de, başlayacak.
Müteşebbis de, iş yapayım, para kazanayım derken, katil olduğunu, fark edecek.
![]() |
Kronos |
Bunlar yaşanmadan, madenler çökmeden, ağaçlar kesilmeden, AVM'ler dikilmeden, ne yazık ki, düzelme başlamayacak.
İyileşme, hastalığın en derin dip noktasında, ağırlaştığında başlar.
Ağacı kesmesi gereken ağacı kesecek, yağmalaması gereken de, yağmalayacak.
E, bi zahmet, bunları durdurması gereken de, Sensin.
Yıllarca, yan gelip yattın, alkış tuttun, bana değmeyen, bin yıl yaşasın dedin.
Ama o bin yıl geldi, çattı işte.
İyiyiz, iyiyiz, her şey, mükemmel, tam olması gerektiği gibi.
Hadi bakalım, dur deme sırası sende...
Cafer Günday
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder