Nehre, onlarca, fosseptik çıkışı bağlanmıştı.
Fabrikalar, atıklarını, arıtmadan, nehre boşaltıyorlardı.
Şehrin belediyesi, ileri gelenlerle, bir toplantı yaptı.
Soru, şuydu :
" Biz, bu nehri, nasıl, temiz akan bir nehir haline dönüştürebiliriz ? "
Toplantı sonunda, kimsenin, fosseptiğini nehre bırakmamaya, fabrikaların atıklarını nehre boşaltmamaya niyeti olmadığı anlaşıldı.
Fakat, herkes, yine de, nehrin, eski temiz günlerine dönmesini arzuluyordu.
Belediye Başkanı, sonunda, dayanamadı ve " Herkes, pisliğini, nehire boşalttığı sürece, bu nehir temizlenmez " dedi ve toplantıyı bitirdi.
Ve nehir, gittikçe, daha çok kirlendi ve bir zehir kanalı haline dönüştü, zamanla.
Dünya da, nihayetinde, bir nehir değil mi ?
Her ülke, kendi fosseptiğini, Dünya'ya boşalttıkça, nasıl temiz ve güvenli olmasını isteyebilir ki ?
Siz, kendi, kısa vadeli menfaatleriniz için, ortalığı, karıştıracaksınız, işinde - gücünde, geçiminde olan insanları, yerinden yurdundan edeceksiniz ve güvenli bir Dünya isteyeceksiniz.
Bu, bir çelişki, değil mi ?
Aslında, fosseptiği boşaltan, Sen, değil misin ?
Uzun vadeli düşünmen gerekirken, kısa vadeli hırslarına yenildiğin için, ufkun dar olduğu için, ortalığı, ateş topuna çeviriyorsun.
İnsanlar, militarize olduktan sonra da, bu militarize güçleri, yok etmeye çalışıyorsun.
Önce, nehre, fosseptiği boşaltıyorsun, sonra da, nehri temizlemeye uğraşıyorsun.
Fanatizmi körükledikçe, fanatikler artacaktır.
Düşünmeden, saplantı haline gelmiş fikirlerini, sonucuna bakmadan uygulamaya çalışan insan sayısı artacaktır.
Katil sayısı artarsa, cinayet sayısının artmasından, daha doğal, ne olabilir ki ?
Nehre bağlanan fosseptik kanalı sayısı artarsa, nehir, daha da, hızla kirlenecektir.
Sonra ne olur ?
İnsan avına çıkarsın, ülkeni, insanını korumak için, militarize olmuş insanları, pasifize etmeye uğraşırsın.
Militarıze olmuş, birer canlı bombaya dönmüş insanları, eski haline döndürmeye çalışırsın.
Ama onlar zaten, sakin, kendi halinde insanlardı, onları, Sen, kaşıdın, Sen, fanatikleştirdin.
Öfke, öfkeyi, öç, öçü getirdi.
Nefret, nefreti, ölüm, ölümü tetikledi.
Dünya, mutlu, müreffeh olmadan, kendinin de, mutlu olacağı yanılgısına düşme.
Bu işler, şiddetle, baskıyla çözülmez.
Nehrin temiz akmasını istiyorsan, nehre akan fosseptikleri kurutmalısın.
Daha güvenli bir Dünya istiyorsan, önce, Sen, katkı yapmalısın, daha güvenli bir Dünya için.
Cafer Günday
Not : Bu yazıda, vizyonda olan, İnsan Avı, A Most Wanted Man, John le Carré'ın aynı adlı romanından, 2013 yılında beyazperdeye uyarlanan filmden esinlenilmiştir.
Biyografi :
Richard Thomas Archibald Cornwell ve Olive Cornwell'in oğlu, Aktris Charlotte Cornwel'in kardeşi John le Carré, 19 Ekim 1931'de doğdu. Berkshire'ın yakınında Pangbourne'da St.Andrew hazırlık okulunda resmi eğitimine başladı ve Sherborne okulunda devam etti. 1948'den 1949'a kadar, Berne üniversitesinde yabancı diller üzerine çalıştı. Sonra Oxford da Lincoln kolejine devam etti bir B.A.'le (dereceyle) 1956'da mezun oldu. İki yıl boyunca Eton Koleji'nde ders verdi. Le Carré 1959'da Eton'dan ayrıldı. Sonraki beş yıl boyunca İngiliz Dışişleri Bakanlığı için çalıştı. Önce, Bonn'daki İngiliz Elçiliğinde ikinci sekreter olarak hizmet verdi, daha sonra konsolos olarak siyasal bir hizmet için Hamburg'a transfer edildi. Le Carré, MI6'ya asker yazıldı. 1961'de ilk romanını yazdı.
Kaynak : Vikipedi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder