8 Eylül 2014 Pazartesi

Dünya Sermaye Sisteminin, Dini ve Mezhebi Olur Mu ?

Sermaye sisteminin, kendi kuralları vardır.
Bu kurallar arasında, din ve mezhep olmaz.
Sermaye, büyümek, birleşmek, çoğalmak, merkezileşmek ister.



Bu amaçlara hizmet eden, din ve mezheplere yaklaşır.
Bu din ve mezhepleri, kullanır.
Ama bu din ve mezheplerin, kendisi olmaz.
Uluslararası menfaatlerini gözetirken, din ve mezhebi öne çıkarmaz.


Max Weber, " Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu " adlı eserinde, bu konuyu inceler.
Sermaye sisteminin, dini yaklaşımları, nasıl manivela olarak kullandığını anlatır.
Dolayısıyla, sermayenin dini ve mezhebi olabileceği fikri, bir yanılsamadan ibarettir.
Sermayenin, belli din ve mezheplere yakın görünmesinin nedeni, bu din ve mezheplerin yeryüzü yaklaşımlarının, sermayenin üreme, çoğalma, birleşme isteğiyle örtüşmesinden kaynaklanmaktadır.




Eğer, Siz, " Faiz haramdır " derseniz, sermaye sisteminin temeliyle çelişkiye düşmüş olursunuz.
Mezhep çatışmalarınızı, uluslararası sermayenin menfaatinin önüne koymaya başlarsanız, dışarı düşersiniz.
O zaman, uluslararası sermaye, Sizi, hesaba katmamaya başlar.


İçinde bulunduğumuz bilinç seviyesinde, uluslararası sermayeyi, tam anlamıyla kontrol altına alacağını düşünmek, bir hayalden ibarettir.
Zaman içinde, sermaye sisteminin olumsuz, yıkıcı, yok edici yönleri ortaya çıktıkça, toplumlar, sermayenin tabiatını, ehlileştirmeye uğraşacaktır.
Ama toplumlar, müteşebbisiyle, çalışanıyla, bürokratıyla, sermayenin vahşi tabiatına gem vurmaya çalışma çabasını durdurmamalıdır, elbette.



Sermaye, mülkiyetinde olması hasebiyle, müteşebbis tarafından temsil edilmekte, korunmaktadır.
Fakat, sermayenin vahşi tabiatına teslim olan müteşebbisler olduğu gibi, insana, iş güvenliğine, adil paylaşıma dikkat eden müteşebbislerin varlığı da, inkar edilemez.
Dolayısıyla, aslında, sermayenin azgın tabiatı, müteşebbisleri de, etkisi altına aldığında, Dünya için, yıkıcı sonuçlar doğabilmektedir.
Bunu engelleyecek, zaptu rapt altına alacak olanlar, bu işleyişten zarar görenlerdir.


Sermayeye, dini ve mezhepsel yaklaşımlarla müdahalede bulunmak, sonu olmayan, boş bir çabadan ibaret kalacaktır.
Sermaye, kendi egemenliğini, kendi isteklerini, arzularını, zorla da olsa, nihayetinde, kabul ettirecektir.
Sosyal hayatı, kendi isteklerine uygun olarak yeniden dizayn edecektir.
Meselenin çözümü, sermayeye, Don Kişot gibi karşı çıkmaktan değil, sermayeyi anlamak ve karşılıklılık temelinde, güçlü işbirliği yapabilmekten geçer.


Meselenin çözümü, Sermayeyi teslim edeceğiniz insanları, grupları doğru seçmekten, geçer.
Yağmacı, talancı, sermayenin yapısını bilmeyen, uluslararası ticaretten bihaber, insan hayatına önem vermeyen, dinci ve mezhepçi fanatik insanları öne çıkarırsanız, yanılırsınız.
Sermaye, sermayeyi, sadece, kendi mülkiyeti sanan, sadece, harcayabileceği para olarak gören insanların eline geçerse, hem ülke ekonomisi, hem de, uluslararası sermaye sistemi zarar görür.
Sermaye, ehil ellerde olmalıdır.




Global sermayeyi elinde bulunduranlar, yönlendirenler, kısa vadeli çıkarlardan çok, uzun vadeli çıkarları öne çıkarmalıdırlar.
Kısa vadeli çıkarlara bakarak, çatışmaları körüklemek, din ve mezhepleri birbirine düşürmeye çalışmak, uzun vadede, Dünya Sermaye Sisteminin kendine zarar verecektir.


Bu tür yaklaşımlar, çözümsüzlüğü derinleştirmekten başka işe yaramaz.
Kendi üretim süreçlerini riske atan bir sermaye yönetim anlayışı olmaz.
Kendi çalışanını, çalışanının sağlığını, eğitimini gözetmeyen bir üretim anlayışı, uzun vadede, çökmeye mahkumdur.


Sermaye, sermaye sahibi, dini ve mezhepsel anlayışları öne çıkarmaz, çıkaramaz.
Eğer, çıkarmaya uğraşırsa, sermayenin gerçek sahibi olmadığı anlaşılır.
Sermaye de, tabiatı gereği, sermayeyi elinde tutamayacak olanlardan, gerçek sahiplerine doğru olan yolculuğuna devam eder.






Cafer Günday

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder