18 Ekim 2014 Cumartesi

Böl, Parçala, Yönet, Ne Kazandırır, Ne Kaybettirir ?

İnsanların olduğu gibi, ülkelerin de, ülkelerin olduğu gibi, insanlığın da, karması vardır.
Tek tek insanların karması birleşir, ülkelerin karmasını,
ülkelerin karması birleşir, insanlığın karmasını,
çağların karması birleşir, gelmiş geçmiş, bütün insanlık tarihinin karmasını meydana getirir.



Dolayısıyla, ben yaptım oldu, geçmişte kaldı, unutuldu gitti, bitti, denemez, hiç bir şey için.
Hesap dönemi, uzun sürse de, gelir bir gün, milletlerin önüne.


Yönetim anlayışı, kişiden kişiye, milletten millete, değişir.
Kimi, araya nifak sokarak yönetmeye çalışır.
Kimi, istihbarat sistemini güçlendirir, bununla işlerini yürütür.
Kimi, satın alarak, kendine çalıştırarak işlerini yoluna koymaya uğraşır.
Kimi de, geliştirerek, fayda sağlayarak kalıcı olmaya çalışır.



Nihayetinde, herkes, bir biçimde, yönetim anlayışını hayata geçirir.
Fakat, iş, bununla bitmez.
Her anlayışın birikimleri, sonuçları, olur.
" Terazi var, tartı var, her şeyin bir vakti var ".
Herkes, her şeyi ister ama yaptığına göre sonuçlar gelir, onu bulur.



Sizin ne yaptığınız, başınıza ne geleceğinin de, formülüdür, aynı zamanda.
" Rüzgar eken, fırtına biçer ".
" Öfkeyle kalkan, zararla oturur ".
" Komşusuna gülenin, başına gelir ".
" Keskin sirke, küpüne zarar verir ".
" Eden, bulur ".
" Hak, yerini bulur ".
" Çalma elin kapısını, çalarlar kapını ".
" Dede, koruk ( ekşi elma, erik ) yer, torunun, dişi kamaşır ".




O halde, bir yönetim biçimi belirlerken, bunun neticelerini düşünmek durumundayız.
" Ben yaparım, her zaman da, suyun yüzüne çıkarım. Her yaptığım yanıma kar kalır " anlayışı, bu Dünya'da geçerli değildir.
Nihayetinde, yaptığınızın bedelini ödersiniz.
Bu bedeller, günlük olabildiği gibi, yüzyılları da, bulabilir.


Milletler bedel öderken, günlük bedel ödemez, elbette.
Milletlerin ödediği bedel, onyılları, yüzyılları, kuşakları bulur.
Ama milletler de, komşularına, diğer milletlere yaptıklarının hasadını, iyi veya kötü toplarlar.



O nedenle de, milletler, geleceklerinin refah içinde geçmesini, sevilip sayılan bir millet olmayı istiyorlarsa, ona göre davranmalıdırlar.
Sürekli ara bozan, kavga çıkaran, asıp kesen milletler, geleceklerinde, saygı görmeyeceklerdir herhalde.
Milletler, çektikleri zorlukların temelini geçmişlerinde aramalıdır.





Güçlü milletler, güçlü devletler, " Böl, parçala, yönet " mantığıyla, ayrıştırarak, nizah üreterek yönetme biçimini seçerek, uzun vadede, kendi mezarlarını kazmaktadırlar.
Gelecekte kendi çekecekleri acıların, temellerini atmaktadırlar.
Güçlü milletlere, güçlü devletlere düşen görev, Dünya'nın acısını artırmak, çoğaltmak değil, acılara merhem olabilmektir.







Cafer Günday











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder