21 Haziran 2014 Cumartesi

Sermaye Bizi Eğitecek mi?

Sermaye sistemi, bizim toplum yapımızın ürettiği bir sistem değil
Dolayısıyla, temel olarak, bize uygun bir sistem değil.
Sermaye sistemi, akıl toplumlarında, ortaya çıkıp gelişmiş ve Dünya'ya hükmetmeye başlamıştır.
Sermaye sistemine uygun olmayan insan yapısı, sistemi yaşarken, zorlanmakta, adapte olmaya direnç oluşturmaktadır.
Fakat sermaye, güçlü ve buyurgandır.
İşlemeye başladığı yerlerde, hakimiyeti kısa sürede ele geçirir.
 Eski yapıları, kendi dışındaki zihniyetleri, paramparça eder, devre dışı bırakır.
Yan gelip yatmaya alışmış insan yığınlarını, emek pazarına sürer.
Üretim disiplini olmayan insanları, yığın üretimine sokar ve onları, disipline eder.
Ekonomi dışı değerleri, pazara dahil eder, alınıp satılır hale getirir.
Her şeye fiyat biçer ve her şey, alınıp - satılır biçime sokulur.
Sermayenin döngüsünü hızlandırma ihtiyacı, insanları, toplumları da, hızlandırır.
Yıllar, aylara, aylar, günlere, günler, saatlere, saatler dakikalara, dakikalar, saniyelere, iner.



Üretim de, dolaşım da, tüketim de, hızlanır.
Bunların hepsi, bir eğitim midir ?
 Evet, verimliliği artırma, üretim sürecine dahil olma eğitimidir.
Sermaye, bu eğitimi zorla yaparken, kendi istediği yaşam biçimini kabul ettirirken, diğer yandan da, acıları beraberinde getirir.
Doğayı tahrip eder, insanları işsiz bırakır, üretim sürecinde, acımasızlaşır.
Kendinden önceki toplum biçimlerini dağıtır, gelenek - görenekleri ortadan kaldırır, aile yapılarını değiştirir, inanç sistemlerini devre dışı bırakır.
 Yabancılaşma, yalnızlaşma, insanın kendi değerlerinden uzaklaşması, insandaki en büyük yıkımı da, beraberinde getirir.
Sevgi, yerini, alış - verişe bırakır.

Saygı, insani değerlerden, maddi değerlere kayar.
Toplumlardaki önem sırası değişir.
Yaşam mücadelesi, aylık ve günlüğe sıkışır.
 Çalışılmadığı zaman, imkanlar yokolur, açlık başlar, toplum dışına itilir insan.
 İnsanlar, " gün bulup, gün yemeye " başlar.
 İnsanlar arasındaki rekabet artar, paylaşım kavgası, sertleşir.
Sizin başarılı olmanız, bir başkasının kaybetmesine bağlı hale gelir.
 Sermaye, bu rekabeti azgınlaştırır.
Bu da, insanları, daha çok çalışmaya, daha çok maharet sahibi olmaya zorlar.
İnsanın, kendine ayırdığı zaman daralır, üretim sürecine ayırdığı zaman dilimi büyür.
Bütün bunlar, yıkımlarının yanında, bir eğitimdir de, aynı zamanda.
İnsana, çalışmayı, toplumsallaşmayı, toplumsal üretimi öğretir.

Zamanı kullanmayı, verimliliği geliştirir.
Bu aslında, gelişmiş insana, Nietzsche'nin geliştirdiği, Üstinsan, (Almancası Übermensch), ayrıca, İslam felsefesinde sufilerce ifade edilen insan-ı kamil'e giden yolda, bir ara halkadır.
Sermaye, bütün bu toz - dumanın içinde, insanı ve toplumları eğitmekte, hizaya getirmektedir.

Gelecek toplum, sermayenin hem eğittiği, hem de, kırıp döktüğü değerleri yeniden oluşturan insanlardan oluşacaktır.
Zamanı, verimliliği bilen, üretim sürecinde pişmiş, yetenekleri gelişmiş ama insani ve ahlaki değerleri de, yeniden canlandırmış insanlar olacaktır.
Gelişmiş, megapoller, gelecek toplumun, yaşam biçimlerinin ipuçlarını da, içinde taşımaktadır.
Çocuk eğitimi, ailelerden çok, yetişmiş eğtimciler tarafından yapılacak, çocuk, buralarda, erken yaşta sosyalleşecektir.

Kadın ve erkek, üretim sürecinde, birlikte yer alacaktır.
Bütün bunlar, belki de, batının pozitivizmiyle, doğunun ruhaniliğinin buluşmasını getirecektir.

Cafer Günday


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder