Buna göre, en fazla ölüme sebep olan hastalıklar yüzde 39,8 ile dolaşım
sistemi, yüzde 21,3 ile iyi huylu ve kötü huylu tümörler, yüzde 9,8 ile solunum
sistemi, yüzde 5,6 ile endokrin, beslenme ve metabolizmayla ilgili hastalıklar,
yüzde 5,5 ile dışsal yaralanma nedenleri ve zehirlenmeler ile yüzde 4,1 ile
sinir sistemi ve duyu organları hastalıkları oldu.
Dolaşım sistemi
hastalıklarından kaynaklı ölümlerin en çok kadınlarda, iyi huylu ve kötü huylu
tümörlerden kaynaklı ölümlerin ise erkeklerde görüldüğü tespit edildi.
Dolaşım sistemi kaynaklı ölümlerin yüzde 38,8'ini iskemik kalp hastalığı oluşturdu. Bunların yüzde 25,2'si serebro-vasküler hastalık, yüzde 17,7'si diğer kalp hastalığı ve yüzde 12,8'i hipertansif hastalıklardan kaynaklandı.
Dolaşım sistemi kaynaklı ölümlerin yüzde 38,8'ini iskemik kalp hastalığı oluşturdu. Bunların yüzde 25,2'si serebro-vasküler hastalık, yüzde 17,7'si diğer kalp hastalığı ve yüzde 12,8'i hipertansif hastalıklardan kaynaklandı.
En fazla ölüme yol
açan tümörler
Kötü huylu tümör nedeniyle gerçekleşen ölümlerin yüzde 31,3'ne gırtlak ve soluk borusu/bronş/akciğerin kötü huylu tümörü, yüzde 8,9'una midenin kötü huylu tümörü, yüzde 8,2'sine lenfaid ve hematopoetik kötü huylu tümörü, yüzde 6,9'una kolonun kötü huylu tümörü ve yüzde 5,9'una pankreasın kötü huylu tümörleri sebep oldu.
Kötü huylu tümör nedeniyle gerçekleşen ölümlerin yüzde 31,3'ne gırtlak ve soluk borusu/bronş/akciğerin kötü huylu tümörü, yüzde 8,9'una midenin kötü huylu tümörü, yüzde 8,2'sine lenfaid ve hematopoetik kötü huylu tümörü, yüzde 6,9'una kolonun kötü huylu tümörü ve yüzde 5,9'una pankreasın kötü huylu tümörleri sebep oldu.
Dolaşım sistemi
hastalıklarına en fazla görüldüğü yaş grubu 75-84 olurken, iyi huylu ve kötü
huylu tümörler ise en fazla 65-74 yaş grubunda görüldü.
Dolaşım sistemi hastalıklarından kaynaklı ölümlerin oranının en yüksek olduğu ilk beş il sırasıyla Kırklareli, Yozgat, Uşak, Bolu ve Denizli oldu. Ayrıca, iyi huylu ve kötü huylu tümörler nedeniyle gerçekleşen ölümlerin oranının en yüksek olduğu ilk beş il isırasıyla İstanbul, Kocaeli, İzmir, Rize ve Tekirdağ olarak belirlendi.
İşte, sağlıksızlık
tablomuz.
Bu tablonun, eksiği,
fazlası olabilir.
Her vatandaş,
oturacak, bu hastalıklara nasıl yakalanmam diye, onu araştıracak.
Artık, bilgiye
ulaşamıyorum bahanesi, ortadan kalktı.
Yazıyı, Fatih Akça,
Doğal Tıp, Hastalıklara Doğal Çözümler sayfasından alıntıladım.
Evet, çevremiz, zehirlerle dolu, her gün, onlarca, toksin alıyoruz.
Modern hayat, hayat
kalitemizi artırdığı gibi, diğer yandan da, zehirliyor.
Ancak, bütün bu
olumsuz koşullara rağmen, sağlımızın, kendi ellerimizde olduğunu bilmemiz lazım.
Bedeninizi hareket
ettirmeden ve zora koşmadan, terlemeden, sağlıklı olmak mümkün değil.
Sağlığın bahanesi,
olmaz.
Kendine saygı duyan, kendini seven insan, ilk önce, sağlığına dikkat eder.
Ve sağlıklı olmanın,
sağlıklı kalmanın maliyetli olmadığını biliyoruz.
Aksine, sağlıklı
kalmak, hastalıklı bir hayata göre, daha ucuz, daha az maliyetlidir.
Eğer, günde 1 paket sigara içiyorsanız, sigarayı bıraktığınız zaman,
kazanacağınız para, Sizi, bir spor salonunun kapısından içeri, en az 4 kere
atar.
Basit ve işlenmemiş
beslenmek, daha ucuz ve daha sağlıklıdır.
50 kuruş, 1 liraya
aldığınız yeşillik demetleri, her zaman, Sizin dostunuzdur.
Sistem, yapısı
gereği, bizi, tüketime yönlendirecek, katma değeri yüksek gıda ürünlerini
tüketmemizi isteyecektir.
Halbuki, işlenmemiş
ürünler, hem daha sağlıklı, hem de, daha ucuzdurlar.
Sistemin, bu olumsuz
yönüne dur diyebilmek, mümkündür ve bunu yapabilmeliyiz.
Organik gıda ürünlerini satın alarak, organik gıda üreticilerini
desteklemeliyiz.
Satın almadığınız
ürün, piyasadan kalkar, üretimi sona erer.
İşlenmiş, katkı maddeleriyle dolu, zehir üreten ürünleri satın alarak, bu
işletmelerin büyümesine, bizler katkı yapıyoruz.
Cafer Günday
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder