İnsan nasıl kandırılır
?
Her gördüğüne inanma...
Gördüğün, belki de,
gördüğünü sandığın şey, değildir...
Çok güzel bir iş
çıkarmışlar.
İnsanlık tarihi,
aynı zamanda, insanın birbirini kandırma, yanıltma, kullanma tarihidir de.
Görünenle gerçek,
çoğu zaman, üst üste örtüşmez.
Daha doğrusu,
sadece, gördüğün demeyelim de, duyularınla algıladığın her şey, gerçeği
yansıtmaz.
Evet, gördüğün
görünen, duyduğun da, duyulandır.
Kapanlar da, öyle
değil mi ?
Peyniri koyarsın kapanın içine, zavallı farecik, peyniri yiyeceğini sanır
ama işin aslı öyle değildir.
Oltaya takarsın yemi, balıkçık, hızla kapıverir, ama, işin aslı öyle
değildir.
En temeline gidelim,
bu Dünya, bizim için, yalan, nihayetinde, kaybolacak, yokolacak bir yer değil
midir ?
Gördüğümüz her şey,
gerçek ama aslında, yalan, kandırma, geçici, aslını gizleyen bir örtü değil mi ?
Hemen hepimiz, bu kandırıcı örtüye, sahte görüntüye kapılıp gitmiyor muyuz
?
Hayatın bu temel
yanılgısının yanında, insanın insanı kandırması, biraz hafif kalıyor aslında.
Halkımız, bunu, tek
cümleyle özetlemiş : " Yalan Dünya..."
Filmi izleyelim de,
duyularımızın nasıl yanıldığını, bir kez daha görelim.
Cafer Günday
Cafer Bey, güzel ve düşündürücü bir yazı,
YanıtlaSilYalan dünyanın iyi figüranları da vardır.. Hiçbir zaman değiştirilemeyen. Elbet bir gün iyiler hayatın oynadığı gölge oyunlarının hepsini kazanır..
Teşekkür ederim, Sevilay Hanım, insanların, duyularının yanıltılarak kandırıldığını, vurgulamak istedim.
YanıtlaSil