Çok eskilerde, bir ülke, başka bir ülke tarafından işgal edilir, yerel halk, kılıçtan geçirilir, " Burası, benim ", denirmiş.
Bu el değiştirmenin üzerinden de, yüzyıllar geçince, orası, yeni sahiplerinin olurmuş.
İşin aslına bakarsanız, Amerika, Kızılderililerindir, Anadolu, başka halklarındır, İstanbul Bizans'ındır. vb.
Burada, " İstanbul, Bizans'ındır, biz de, onun torunlarıyız, hadi çıkın, biz oturacağız ", denir mi ?
Son haritalar, büyük Dünya savaşlarında çizilmiştir, problemli yerler vardır, emrivakiler vardır, zorla yerleşmeler vardır.
Bunların dışında bir de, mevcut halkların içine yapılan göçler, transferler, vardır.
Burada, çeşitli nedenlerle, başka dinlerden ve milliyetlerden insanlar, yerleşik yaşayan toplumlara dahil olurlar.
Onlarla birlikte yaşamaya başlarlar.
Birlikte üretir ve tüketirler.
Zaman içinde, evlilikler olur, çocuklar doğar, toplumlar, birbirine karışmaya başlar.
Anne Alman, Baba Türk, çocuğa, ne diyeceğiz ?
Anne Fransız, baba, Japon, çocuk, hangi milliyetten olacak ?
Burada, daha önce olmayan, yeni bir kavram gelişmeye başlamıştır.
" Dünya vatandaşlığı, evrensel insan ".
Fransız anneden, japon babadan olan çocuk, nüfus cüzdanı ne olursa olsun, o artık, Dünya vatandaşı olmaya aday bir insandır.
Bu çocuk, bir de, gidip, Kanadalı'yla evlenip, çocuk sahibi olursa, hesaplar, iyice karışır.
Hatta, daha da, ileri gidelim, Kanadalı'yla evlenip, çocuklarını, Çin'e yerleşip burada doğururlarsa, ne diyeceğiz ?
Doğan çocuk da, Çinli bir eş seçip, çocuklarını, Brezilya'da yetiştirmek isterlerse, ne olacak ?
Dünya, artık, böyle bir yöne doğru gidiyor.
Artık, dağdaki - bağdaki ayrımı, uzun yıllar da, sürse, yok olmaya doğru gidecek.
Ancak, bu geçiş döneminde, dağdan gelenler, bağdakilerin hayatlarına, kurallarına saygı duyacaklar.
Dağdan gelip, bağdakini beğenmemeye başlarlarsa, bağdakilerin de, onları, tekrar geldikleri yere gönderme hakları vardır.
Esas olarak, Alman toplumunda yaşayan Türkler, Alman toplumuna, Türkiye'de yaşayan diğer toplum üyeleri de, Türkiye'nin değerlerine saygı göstermek, birlikte yaşamayı sindirmek durumundadırlar.
Amerika, ne yapsın ?
" Herkes geldiği yere geri dönsün ", deseler, Amerika'da, kimse kalmaz.
Birlikte yaşamayı beceremezseniz, Almanlar, " Türkleri getirmekle yanlış yaptık " demeye, Türkler de, " Bu Suriyeli'ler geldi, huzurumuz bozuldu, geldikleri yere dönsünler " demeye başlarlar.
Vizyonda, yeni bir film var : Sürpriz damatlar. Orijinal adı :Qu'est-ce qu'on a fait au Bon Dieu?Tutucu, Katolik bir Fransız ailenin dört kızları, Müslüman, Yahudi, Çinli ve Afrikalı damatlarla evleniyorlar.
Geleceğin Dünyası'nı, bugünden görmek istiyorsanız, bu filmi kaçırmayın...
Cafer Günday
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder