11 Ağustos 2014 Pazartesi

Hepsinin Bir Bildiği Var...

21.000.143
15.587.720
  3.958.048
12.140.623


Bir avuç değil.
Milyonlarca insan.
Hangisine yanılıyor diyeceksiniz ?
Üç kişi olsa, yanıldın kardeşim, o öyle değil, diyebilirsiniz.
Ama iş milyonlara, milyarlara dayanınca, yanıldın demek, o kadar kolay değil.



Menfaat deseniz, o da, değil.
Menfaati olan vardır, muhakkak, ama esas kalabalıklar, inandığı için, davranır.
Bir bildiği var, bir inandığı var.


Kötüyü, fesatlığı mı, istiyorlar ?
Milyonlar, kötüyü isteyebilir mi ?
Belki, bir grup insan vardır içlerinde, yanlışı barındıran, fitne - fesat çıkaran.


O zaman, bu ayrım neden, neden, dört parçaya bölünmüş ?
Herkes, Dünya'yı, ülkemizi kurtarmaya çalışıyor, herkes, insanlığın iyiliğini istiyor.
Bu kadar insanın, birbiriyle hasım olması düşünülebilir mi ?



Savaşlarda, ordular karşı karşıya gelir.
Karşısında hiç tanımadığı bir askere namlusunu doğrultan asker, aslında, onun hasmı olabilir mi ?
Bir an için, ailesini, annesini, babasını, kardeşlerini, eşini, çocuklarını düşünse.
Savaştan döndükten sonra, psikolojisi bozulan, normalleşemeyen onlarca asker, git - gellerle boğuşup duruyor, birçoğu da, tedavi görüyor, intihar ediyor.


Menfaat çatışması deseniz, bir çoğu, birbirini bile bilmez.
Sınıfsal köken deseniz, grupların içinde amele de var, müteşebbis de.
Dindarlık deseniz, her grupta da var, aynı inançtan insanlar.


Yoksa, bu işin, tabiatı mı, böyle ?
İnsanlar, her zaman, böyle, bölünecek, gruplara ayrılacak, karşı karşıya gelecekler.
Bu farklılıklar, her zaman, ilelebet, devam mı, edecek ?
Bu farklılıkların, gerçek kökenleri var mı, yoksa, hepsi birer yanılgı mı ?
Olayları, gerçekleri görememekten mi, kaynaklanıyor bu farklı görüşler ?


Yoksa, bütün bu bloklar, bir bütünün parçası mı ?
Tek bir vücudun, başka bölümlerini mi, oluşturuyorlar ?
Farkında olmadan, biz olan diğer yarılarımızla mı, çekişip duruyoruz ?



İyileşme için, sadece bir parçanın sağlıklı olması yetmiyorsa,
Bizler de, doğruyu, iyiyi, çarpışa çarpışa mı, bulacağız ?
Diğer yarılarımızı yok saymak, yok etmek, aslında, kendimizin bir parçasını koparmak anlamına mı, geliyor ?


Nereden çıktı bunlar dediğimiz, kendi ürettiğimiz kişilikler mi ?
Karşıt olarak gördüklerimizi, bizler, kendimiz mi, üretiyoruz ?
Eksiklerimiz, görmediklerimiz mi, acaba, karşıtlarımızı üretiyor ?
Eksik olmayan, tam olan, yok etmeyi, parçalamayı, bölmeyi düşünebilir mi ?
Kendi ruhunda Bir'liği bulmuş olan, Dünya'da da, Bir'liği istemez mi ?




O halde, yukarısı, neden, 4 parça ?
Oturup, yaşayıp düşüneceğiz.
Belki, zamanla, 4 parçayı, iki parçaya indireceğiz.
İki parçayı da, tek parçada bütünleştireceğiz.
Hepimiz, bir ağacın dalları değil miyiz ?
Hepimiz, aynı kökten yeryüzüne yayılmadık mı ?



Hepimiz, bir bütünün parçası değil miyiz ?





Cafer Günday

















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder