6 Ağustos 2014 Çarşamba

Yık Beni!

Neron'un, Roma'yı, yeniden inşa etmek için yaktığı söylenir.
Kaslanmak için, mevcut kaslarımızı, yıkmak, zarar vermek zorundayız.
Değişim ve iyiye gitme, mevcudu sıvazlamakla gerçekleşmez, yıkmakla gerçekleşir.

Üretim sürecinde, hammadde harcanmadan, yeni ürün üretilmez.
Besinle tüketmeden, hayat devam etmez.
Üretmek için, tüketmek esastır.
Tüketim olmadan, üretim olmaz.
Yıkmadan, yeni inşa edilmez.



İnsana en büyük faydası dokunanların, ona en çok zarar veren olduğu söylenir.
En iyi yetişmiş insanın da, en çok eziyet çeken insan olduğu rivayet edilir.
Yaratıcının ilahi düzeni kurarken, ödüle giden yola, alınterini koyduğu dile getirilir.
Emeksiz yemek olmaz sözü, önce, terlemeyi, zorlanmayı, yıkmayı işaret eder.

Çocuklarının elini, sıcak sudan soğuk suya sokmayanların, genellikle, sıkıntı çektiği bilinen bir durumdur.
Hazırcı, " kaşık düşmanı ", çocuklar, terlemenin ne olduğunu bilmez.
Yemek seçer, sofraya konanın kıymetinden, habersizdir.

Kanla, gözyaşıyla alınan topraklar, santim santim, çizilen sınırlar, yan gelip yatanın oyuncağı olur.
Hazıra konan nesiller, bin bir çabayla biriktirilen mirası, bir mirasyedi gibi, kısa zamanda tüketirler.


Geçen gün, facebookta dolaşan bir video izledim.
Bikinili, alımlı hanımlar, bir yatta, ellerinde içki şişeleri, " Tatile mi, gidemiyorsunuz, paranız mı, yok, Bize ne, .... " diyorlar.
Böylelerini, bırakın yatta tatil yapmayı, 300 madencimizin gömüldüğü madenlerde, boğaz tokluğuna çalıştıracaksınız.
Ya da, seks tüccarlarına teslim edeceksiniz ki, Dünya kaç bucakmış, öğrensinler.

Bu hanımefendiler, Dünya'da, 2 milyar insanın temiz su içemediğini, daha da fazlasının, aç olduğu, ilaç bulamadığı, hayatta kalma savaşı verdiği, bombaların patladığı bir ortam olduğunun farkında da değiller, umurları da, değil.
Her sabah insanların işyerlerine gittiklerini, günlük geçimlerini temin etmek için, 8 - 10 saatlerini verdiklerini bilmiyorlar.
Bu videoyu izlediğimde, şunu düşündüm : Artık, yıkma zamanı yaklaşmış.
Bozunma, bu seviyelere kadar gelmiş.
Düşünce, ahlak ve emek açısından, hak etmeyen insanların hak etmedikleri ortamları yaşaması yaygınlaşmış.

İnsanlar, şirazeden çıkmaya başlamışlar.
Yıkım zamanları, kendini, böyle durumlarla hissettirir.
İnsanlar, yıkımı, kendisi çağırır.
Yenilenme olması için, yıkım, şarttır.
İlahi düzenin, eskiyeni, yoldan çıkanı hizaya getirme yöntemi, budur.



Yıkım zamanı, yaklaşmış gibidir.
Kim ve ne mi, yıkar ?
Bir bakarsınız, tabiat olayları, bir bakarsınız, savaşlar, bir bakarsınız, uluslararası sermaye, hiç farketmez.
Hizadan çıkanı, bir güç harekete geçer ve hizaya getirir.


Anladığımız kadarıyla, insanlarımız bağırmaya başlamışlar :

" Yık beni "






Cafer Günday
















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder