30 Temmuz 2014 Çarşamba

Ürün Boykotu...

Ürün boykotu, hassas bir konu.
Politik gelişmelere göre, ülkeler arasında yaptırımlar, ambargolar, elçilikleri kapatmak, ilişkileri, “ katip seviyesine “ indirmek, kınamak vb. uygulamalar, zaman zaman, yapılıyor.
Bir ülkenin yaptıklarını benimsemediğiniz zaman, bu uygulamalar, derece derece, gündeme getiriliyor.




80'li yıllarda, okullarda, boykot modaydı.
Filan oldu boykot, feşmekan oldu boykot.
" Ama, dersler kaynıyor, öğrenim aksıyor " .
" Olmaz, ülkemizin, bağımsızlığı için boykot şart ".
Ülkenin bağımsızlığı için, kendini yetiştirmiş insanların varlığı, hala, anlaşılmış değil.
O dönemde, 4 ayda, üniversitelerden mezun olan insanlar oldu.


Bir ülkenin ürünlerini boykot kararı alırken, kimse, bu kararı almayın, demez.
Fakat, bu boykotu yaparken, dikkatli olmanız lazım.
Bazı ürünleri boykot edip, bazı ürünleri tüketmeye devam edemezsiniz.
O zaman, adama, gülerler.
Hatta, bütün şirketlerin menşeini araştırıp, en küçük bir ilişki olan ürünleri  de, aynı kapsama sokmanız lazım.
Ben, Size söyleyeyim, öyle, saf  bir ürün yok. Saf bir sermaye de, yok.
Sermayenin bütünleştiği bir ortamda, milliyet ayrımı yapamazsınız.

Her üründe, herkes vardır, her ürüne, herkes ortaktır.

Eğer, gerçek bir boykot yapmak istiyorsanız, dış Dünya’dan yaptığınız bütün ithalatı durdurun, bütün yabancı şirketleri kapatın, bilgisayar sistemini kökten kapatın, cep telefonlarını kapatın, ilaç alımını durdurun.




Yabancı sermayeyi, kapı dışarı edin.
7 Milyarlık bir Dünya pazarında, 77 milyon, nihayetinde göz ardı edilebilecek bir pazardır.
Göz ardı edildiğinizde, kaybeden, Siz olursunuz.
Eğer, Dünya siyasetinde söz sahibi olmak istiyorsanız, bunun, yolu yordamı vardır.
Bu yol yordam içinde, boykot olmamalıdır.

Eğer, öyle olsaydı, bunu, Çin, Japonya, Amerika, bizden çok önce yapardı.
Amerikan şirketlerinin hemen hepsinin, Çin'de üretim tesisleri var.
Japon ürünleri, Amerika'nın göbeğine kadar giriyor.
Keza, Çin ürünleri de, öyle.
Rus doğalgazını, Avrupa kullanıyor.
Bilgisayar ve internetsiz bir Dünya düşünmek bile, mümkün değil.
Boykota, bunları da, sokmayı düşünür müsünüz ?
Almanya, malüm ülkeyi desteklediğini açıkladı.
Ne yapalım, Almanya'ya ?
Onlar destek verdiği için, Alman ürünlerini de, boykot edelim, Alman şirketlerini, ülkemizden gönderelim, hatta, o topraklarda yaşayan vatandaşlarımızın hepsi, orayı terk etsin, ülkemize geri dönsün. Ne de, olsa, ülke, onların ülkesi, oraya, sonradan gidip yerleşen bizleriz.


Yol yordam ve işin çözümü, duygusal tepkiler vermek yerine, uzun vadeli düşünmeyi, uzun vadeli güçlenmeyi öğrenebilmekten geçiyor.
Eğer, bir topluma kızıp sinirleniyorsanız, yaptıklarını tasvip etmiyorsanız, çok ses çıkaran boş bidon gibi davranmak yerine, uzun vadede, elinizi güçlendirecek toplumsal planlar yapmayı becerebilmelisiniz.
Ayrıca, eşit güçle yapılan sermaye beraberlikleri, herkese kazandırır.
Dünya piyasalarında, masaya eşit oturamadıktan sonra, alacağınız tedbirler, sadece, kendi elinizi daraltır. Güçsüzken, Sizi, daha da, güçsüz yapar.


Bir ürünü, sadece, ekonomik değilse, sağlığınıza zararlıysa, verdiğiniz paranın karşılığını alamadığınızı düşünüyorsanız, almamazlık etmelisiniz.
Milliyetçilik damarınız çok kabarıyorsa, o ürünün yerli karşılığını, daha güçlü olarak, daha uygun fiyatlarla, Dünya piyasalarına sürmenin uğraşını vermelisiniz.
Bir tane bile, yerli aracı olmayan bir ülkeyseniz, Dünya teknolojik gelişmelerinin kenarına bile ilişemiyorsanız, neyin iddiasında bulunacaksınız ?
Ekonomik anlamda, kısa vadeli çözümler üreten, çalışmaktan çok, hazırcı olmayı tercih eden bir insan yapınız varsa, bunu da, biraz zor başarırsınız.




Dünya piyasaları, bu piyasalarda yer almayı hak eden, bu piyasaların hakkını veren, hak eden üreticilerindir.
Bu üreticiler, bu hakkı, gerek maliyetle, fiyatla, gerekse, ürün kalitesiyle elde ederler.Gerçek boykot, bu ürünlerin karşısına, daha uygun maliyetli, daha kaliteli ürünlerle çıkabilirseniz, bir anlam ifade eder.
Bu da, zaten, sermayenin kendi doğasıdır.
Öncelikle, Dünya sermaye sistemine entegre olmayı becerebilmek lazımdır.
Ama bu entegrasyonu da, absorbe edilerek, eritilerek, yok olarak değil, güçlü biçimde, masadaki eşit güç olarak sağlamanız gerekir.

Sermayenin ihtiyaçları dışında, başka değerleri öne sürerek de, Dünya sermaye sistemine entegre olamazsınız.
Sermaye, gireceği ülkede istikrar ister. Yarın, ne olacağı bilinemeyen bir ortamda, sermaye, huzursuz olur. Uzun vadede de, terk eder gider veya, kalır, yerleşir, Sizi, etkisiz hale getirmeye çalışır.

Biz, henüz, toplum olarak, bunların çok uzağındayız. Gereğini yapacağımıza, sonuçlara öfkelenmeye devam ediyoruz.
Sermaye sahiplerini de, sermaye sahibi olarak değil, başka ölçütlere göre değerlendirmeye çalışıyoruz.
 


Cafer Günday

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder